Hattiler ve Hititler
Hattiler ve Hititler
Hattiler, Anadolu’nun ismi bilinen en eski halkıdır.
Hititlerden önce Orta Anadolu’da şehir devletleri biçiminde örgütlenen Hatti prensliklerinin büyük bir bölümü Kızılırmak nehrinin oluşturduğu yayın içinde yer alıyordu.
Bu Hatti prensliklerinin en önemlileri; Alacahöyük (Arinna), Hattuş (Boğazköy), Alişar, Eskiyapar, Horoztepe, Hasanoğlan, Etiyokuşu ve Mahmatlar’da bulunmaktaydı.
Çoğu kişi Hattilerle Hititleri birbirine karıştırır
ve ikisinin aynı halk olduğunu düşünür ancak bu doğru değildir:
Hattiler, Hititlerden önce bölgede varlık gösteren yerli bir Anadolu halkıydı.
Ancak bu halk başta din ve kültür olmak üzere Hitit uygarlığı üzerinde çok büyük etkiler yapmıştır.
Öyle ki, Hititler Hatti ülkesinin siyasal egemenliğini ellerine geçirdikleri zaman sahip oldukları toprakları yine eskiden olduğu gibi "Hatti ülkesi" şeklinde tanımlamaya devam etmişlerdir.
Bundan dolayı dönemin diğer devletleri de Hititleri Hattiler şeklinde tanımlamışlardır.
Aslında Hitit adı da Hatti şeklinde telaffuz edilen kelimenin bozulmuş halidir ve kesinlikle uydurma bir isimdir. Kafaların karışmaması için izninizle bu konuyu biraz açmak istiyorum: Hitit İmparatorluğunun yıkılmasından sonra Güneydoğu Anadolu ve Kuzey Suriye bölgesinde yaşamış olan Geç Hititlerin adı Tevrat’ta "Htt" şeklinde geçer ve bu "Htt" harfleri gerçekte Hatti kelimesine karşılık gelir.
Ancak İbranice bir Sami dili olduğu ve Sami dillerinde sesli harfler yer almadığı için Tevrat’ta bu uygarlığın ismini gören kişiler onu yanlış bir biçimde Hitit olarak telaffuz ettiler.
İşte Hitit ismi bu şekilde ortaya çıktı.
Sonra Hattilerle Hititlerin aslında farklı halklar oldukları anlaşılınca bir karışıklığa meydan vermemek için şu anda bizim Hititler diye bildiğimiz halk yine "Hitit" şeklinde tanımlanmaya devam edildi.
Daha öncede dediğim gibi Hattiler Anadolu’nun yerli halkıdır
ve Hititler gibi Hint-Avrupa kökenli değillerdir.
Dilleri günümüzde bilinen hiçbir dil grubuna girmese de Asya kökenli bir dil olduğu anlaşılıyor.
Hatti dilinde kelimeler, sabit bir kelime köküne ön ve sonekler ilave edilerek türetiliyordu.
Bu dilde özellikle önek kullanımı yaygındı ve çoğul hale getirmek için gerekli ek kelime başına ekleniyordu. Mesela Hatti dilinde Şapu Tanrı demektir, Waşapu ise Tanrılar anlamına gelir. Binu çocuk Lebinu çocuklar demektir.
Tabi Hattiler döneminde Anadolu’da yazı kullanılmadığı için Hattice hakkındaki bu kısıtlı verilere Hitit arşivlerinde yer alan bazı Hattice metinler yoluyla ulaşabiliyoruz.
Zira Hatti dili Hitit egemenliği döneminde de özellikle dini metinlerin ve dua metinlerinin yazılmasında kullanılmıştı
ve halk bu dili konuşmasa da olasılıkla rahip sınıfı Hatti diline hakimdi.
Yapı olarak Hattice’den çok farklı olan Hititçe ise aynı İngilizce, Fransızca, Yunanca gibi bir Hint-Avrupa dilidir ve yazıya dökülen dolayısıyla varlığı bilinen en eski Hint-Avrupa dilidir.
Anlaşıldığı gibi köken olarak birbirinden tamamen farklı olan bu iki halk,
Hitit kökenli bir yönetici sınıfın tüm bölgeyi ele geçirip merkezi bir yönetim kurmasından sonra aynı siyasi yapı içinde birleşmiştir.
Hatti kültürü, Hitit kültürü üzerinde öyle büyük izler bırakmıştır ki Hitit Tanrılar topluluğunun en önemli Tanrıları Hatti kökenlidir
ve Hitit mitolojisini meydana getiren mitlerinde çoğunluğu yine Hatti kökenlidir.
Hint-Avrupa kökenli Hititlerin Hattilerin kültürünü ne kadar çok benimsediklerini gösteren en belirgin şey, eskiden Hatti egemenliğinde olan bölgeyi ele geçirdikten sonra bile orayı "Hatti ülkesi" olarak tanımlamaya devam etmeleri
ve hatta kendilerine de Hattili demeleridir.
Ancak ülke nüfusunun büyük bir kısmının Hatti kökenli olması da bu tutumun bir nedeni olabilir.
Hititlerden önce Orta Anadolu’da şehir devletleri biçiminde örgütlenen Hatti prensliklerinin büyük bir bölümü Kızılırmak nehrinin oluşturduğu yayın içinde yer alıyordu.
Bu Hatti prensliklerinin en önemlileri; Alacahöyük (Arinna), Hattuş (Boğazköy), Alişar, Eskiyapar, Horoztepe, Hasanoğlan, Etiyokuşu ve Mahmatlar’da bulunmaktaydı.
Çoğu kişi Hattilerle Hititleri birbirine karıştırır
ve ikisinin aynı halk olduğunu düşünür ancak bu doğru değildir:
Hattiler, Hititlerden önce bölgede varlık gösteren yerli bir Anadolu halkıydı.
Ancak bu halk başta din ve kültür olmak üzere Hitit uygarlığı üzerinde çok büyük etkiler yapmıştır.
Öyle ki, Hititler Hatti ülkesinin siyasal egemenliğini ellerine geçirdikleri zaman sahip oldukları toprakları yine eskiden olduğu gibi "Hatti ülkesi" şeklinde tanımlamaya devam etmişlerdir.
Bundan dolayı dönemin diğer devletleri de Hititleri Hattiler şeklinde tanımlamışlardır.
Aslında Hitit adı da Hatti şeklinde telaffuz edilen kelimenin bozulmuş halidir ve kesinlikle uydurma bir isimdir. Kafaların karışmaması için izninizle bu konuyu biraz açmak istiyorum: Hitit İmparatorluğunun yıkılmasından sonra Güneydoğu Anadolu ve Kuzey Suriye bölgesinde yaşamış olan Geç Hititlerin adı Tevrat’ta "Htt" şeklinde geçer ve bu "Htt" harfleri gerçekte Hatti kelimesine karşılık gelir.
Ancak İbranice bir Sami dili olduğu ve Sami dillerinde sesli harfler yer almadığı için Tevrat’ta bu uygarlığın ismini gören kişiler onu yanlış bir biçimde Hitit olarak telaffuz ettiler.
İşte Hitit ismi bu şekilde ortaya çıktı.
Sonra Hattilerle Hititlerin aslında farklı halklar oldukları anlaşılınca bir karışıklığa meydan vermemek için şu anda bizim Hititler diye bildiğimiz halk yine "Hitit" şeklinde tanımlanmaya devam edildi.
Daha öncede dediğim gibi Hattiler Anadolu’nun yerli halkıdır
ve Hititler gibi Hint-Avrupa kökenli değillerdir.
Dilleri günümüzde bilinen hiçbir dil grubuna girmese de Asya kökenli bir dil olduğu anlaşılıyor.
Hatti dilinde kelimeler, sabit bir kelime köküne ön ve sonekler ilave edilerek türetiliyordu.
Bu dilde özellikle önek kullanımı yaygındı ve çoğul hale getirmek için gerekli ek kelime başına ekleniyordu. Mesela Hatti dilinde Şapu Tanrı demektir, Waşapu ise Tanrılar anlamına gelir. Binu çocuk Lebinu çocuklar demektir.
Tabi Hattiler döneminde Anadolu’da yazı kullanılmadığı için Hattice hakkındaki bu kısıtlı verilere Hitit arşivlerinde yer alan bazı Hattice metinler yoluyla ulaşabiliyoruz.
Zira Hatti dili Hitit egemenliği döneminde de özellikle dini metinlerin ve dua metinlerinin yazılmasında kullanılmıştı
ve halk bu dili konuşmasa da olasılıkla rahip sınıfı Hatti diline hakimdi.
Yapı olarak Hattice’den çok farklı olan Hititçe ise aynı İngilizce, Fransızca, Yunanca gibi bir Hint-Avrupa dilidir ve yazıya dökülen dolayısıyla varlığı bilinen en eski Hint-Avrupa dilidir.
Anlaşıldığı gibi köken olarak birbirinden tamamen farklı olan bu iki halk,
Hitit kökenli bir yönetici sınıfın tüm bölgeyi ele geçirip merkezi bir yönetim kurmasından sonra aynı siyasi yapı içinde birleşmiştir.
Hatti kültürü, Hitit kültürü üzerinde öyle büyük izler bırakmıştır ki Hitit Tanrılar topluluğunun en önemli Tanrıları Hatti kökenlidir
ve Hitit mitolojisini meydana getiren mitlerinde çoğunluğu yine Hatti kökenlidir.
Hint-Avrupa kökenli Hititlerin Hattilerin kültürünü ne kadar çok benimsediklerini gösteren en belirgin şey, eskiden Hatti egemenliğinde olan bölgeyi ele geçirdikten sonra bile orayı "Hatti ülkesi" olarak tanımlamaya devam etmeleri
ve hatta kendilerine de Hattili demeleridir.
Ancak ülke nüfusunun büyük bir kısmının Hatti kökenli olması da bu tutumun bir nedeni olabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder